Hastalıklar

 

 

Akciğer Kanseri

Günümüzde akciğer kanserinin tedavisinde en başarılı sonuçlar cerrahi tedavi ile elde edilmektedir. Erken evrede cerrahi tedavi yapılan hastalarda %80’lere ulaşan 5 yıllık sağ kalım oranlarına ulaşılmaktadır. Cerrahi tedavinin esasını kanserli akciğer dokusunun anatomik sınırlar ile çıkarılması ve mevcut lenf bezlerinin temizlenmesi oluşturur. Cerrahi tedavi şansını kaybetmiş ileri evredeki hastalarda ise Kemoterapi, Radyoterapi ve Endobronşiyal Palyatif Tedavi Yöntemleri (Laser, stent vb.) gündeme gelmektedir.

Metastatik Akciğer Kanseri

Vücudun diğer organlarındaki kanserlerin en sık metastaz yaptığı organların başında akciğer gelmektedir. Primer hastalığın kontrol altında olduğu akciğer metastazlarının cerrahi tedavi ile çıkarılması sonucunda hastaların yaşam sürelerinde anlamlı derecede artış sağlanmaktadır.

Benign (İyi huylu) akciğer tümörleri

Akciğerde fibrom, lipom, hamartom, leiomyom gibi çok sayıda iyi huylu tümörlere rastlanılabilmektedir. Benign akciğer tümörlerinde VATS (Video Yardımlı Göğüs Cerrahisi) ile hem tanı hemde tedavi aynı anda yapılabilmekte ve hastalar kısa süreli bir operasyonla sağlıklarına kavuşmaktadırlar.

Bronşiektazi

Bronş duvarındaki kas ve elastik komponentlerin harabiyeti sonucunda bronşlarda gelişen anormal ve kalıcı genişlemelere “Bronşiektazi” denilmektedir. Bronşiektazi tek bir hastalık değil, değişik nedenler sonucunda ortaya çıkan anatomik bir bozukluktur. Hastalarda genellikle sık sık akciğer enfeksiyonu geçirme hikayesi mevcuttur. En sık görülen belirtiler ise  öksürük, iltihaplı balgam çıkarma ve kanlı balgam çıkarmadır. Tıbbi tedaviye yanıt vermeyen lokalize bronşiektazi vakalarında cerrahi tedavi ile %97’lere varan başarı oranları yakalanmaktadır.

Akciğer Absesi

Akciğer dokusunda değişik etyolojik ve patolojik etkenler sonucu meydana gelen harabiyet ve süpürasyonlara “Akciğer Absesi” denilmektedir. En önemli belirtiler yüksek ateş, öksürük, bol miktarda iltihaplı balgam çıkarma ve kanlı balgam çıkarmadır. Akciğer absesinin birincil tedavisi tıbbidir. Tıbbi tedavinin temelini en az üç hafta süren antibiyotik tedavisi oluşturur. Tıbbi tedaviye dirençli vakalarda, komplikasyon gelişen vakalarda ve altta yatan akciğer tümörü şüphesinde tek alternatif cerrahi tedavi olmaktadır.

Amfizem

Amfizem akciğer dokusunun distalde terminal bronkiolde dahil olmak üzere anormal ve kalıcı olarak hava boşlukları ile genişlemesidir. Amfizem hastalarında tedavinin temelini tıbbi tedavi yöntemleri oluşturmaktadır. Solunum fonksiyonları kısıtlanmış amfizemli hastalarda Akciğer Hacim Küçültme Operasyonları (Lung Volume Reduction Surgery) ile semptomatik ve fonksiyonel ilerleme sağlanmaktadır. Akciğer Hacim Küçültme Operasyonları uygun hastalarda VATS ile diğer olgularda ise açık cerrahi yöntemle başarı ile uygulanmaktadır.

İnterstisyel Akciğer Hastalıkları

İdiopatik pulmoner fibrozis, diffüz interstisyel pnömoni vb. geniş bir hastalık yelpazesini içermektedir. Hastalıkların tedavisi değişiklik gösterdiği için bu grup hastalarda hastalığın ayırıcı tanısının yapılması için Video Yardımlı Göğüs Cerrahisi (VATS) ile akciğer biyopsisi uygun seçenektir.

Akciğer Hidatik Kistleri

Akciğerin paraziter bir hastalığıdır. Akciğerlerde içi sıvı dolu keselerle karakterizedir. Öksürük, balgam çıkarma, kanlı balgam çıkarma ve ağızdan berrak kist sıvısının gelmesi başlıca bulgularıdır. Hastalığın kesin tedavisi cerrahidir.

 Mezotelyoma

Mezotelyoma akciğer zarının iyi veya kötü huylu tümörleridir. Kötü huylu tümörleri “Diffüz Malign Mezotelyoma” olarak adlandırılır. En belirgin şikayetler nefes darlığı, öksürük, göğüs ağrısı ve kilo kaybıdır. Video Yardımlı Göğüs Cerrahisi (VATS) ile plevral biyopsi tanı için uygun seçeneklerden birisidir, radikal cerrahi için uygun olmayan vakalarda aynı seansta plörodezis (akciğer zarının yapıştırılması) işlemi uygulanabilir. Erken evre uygun olgularda ise “Ekstraplevral Pnömonektomi” operasyonu uygulanabilir.

Plevral Efüzyon

Akciğer zarının yaprakları arasında sıvı birikimidir. Plevral efüzyonlar akciğer zarından plevral sıvının salınımı ve emilimi arasındaki dengenin bozulması sonucu oluşur. Nefes darlığı, yan ağrısı ve inatçı öksürük başlıca belirtilerdir. Non-invaziv yöntemlerle tanı koyulamayan olgularda Video Yardımlı Göğüs Cerrahisi (VATS) ile plevral biyopsi %100 tanı sağlar, ayrıca aynı seansta plörodezis (akciğer zarının yapıştırılması) imkanı sağlar.

Ampiyem

Akciğer zarının yaprakları arasında enfekte sıvı bikimine ampiyem denilmektedir. Sıklıkla pnömoni (zatürre) sonrası gelişmektedir. Yüksek ateş, halsizlik, öksürük, göğüs ağrısı, kilo kaybı ve balgam çıkarma gibi şikayetler ile seyreder. Tedavinin esasını göğüs boşluğunda biriken enfekte sıvının drenajının sağlanması oluşturur. Yapışıklık ve çok sayıda lokülasyon gözlenen olgularda Video Yardımlı Göğüs Cerrahisi (VATS) ile yapışıklıkların ayrılarak etkili drenaj sağlanması uygulanabilir.

Spontan Pnömotoraks

Akciğerdeki minik hava keseciklerinin patlaması sonucu akciğerin sönmesine Spontan Pnömotoraks denmektedir. Genellikle genç, uzun ve zayıf yapılı kişilerde rastlanır. En belirgin belirtileri göğüs ağrısı, öksürük ve nefes darlığıdır. Nüks etmeye eğilimli bir hastalıktır. Hastalığın nüksünü önlemek amacıyla Video Yardımlı Göğüs Cerrahisi (VATS) ile hava keseciklerinin çıkartılması ve akciğer zarının yapıştırılması uygun bir tedavi seçeneğidir. Operasyonun VATS ile gerçekleştirilmesi sayesinde hastaların operasyon sonrası dönemde ağrısı minimal olmakta ve çok kısa süre içinde günlük yaşamlarına dönebilmektedirler.

Göğüs Duvarı Tümörleri

Göğüs duvarında yumuşak dokulardan veya kaburgalar ve sternum gibi kemik dokulardan köken alan iyi veya kötü huylu tümörlerdir. Osteokondrom, Kondrom, Miyelom, Kondrosarkom ve Osteosarkom sık görülen göğüs duvarı tümörleridir. Göğüs duvarında şişlik ve ağrı şikayeti ile seyreden göğüs duvarı tümörlerinin tedavisi için uygulanacak cerrahi tedavi uygulamaları tecrübe gerektirmektedir. Büyük boyutlara ulaşan göğüs duvarı tümörlerinin cerrahi tedavisi sırasında oluşan defektlerin onarımı için zaman zaman Plastik Cerrahi uzmanları ile ortak girişimler uygulanmaktadır. Bazı olgularda ise tümör dokusunun eksizyonu sonrası oluşan defektlerin onarımı için “Sentetik Yama” uygulanmaktadır.

Göğüs Duvarı Şekil Bozuklukları

En sık görülen göğüs duvarı şekil bozuklukları Pektus Excavatum (Kunduracı Göğsü) ve Pektus Karinatum (Güvercin Göğsü) ’dur. Pektus Excavatum (Kunduracı Göğsü) göğüs ön duvarının içe doğru çökük olmasıdır, Pektus Karinatum (güvercin Göğsü) ise göğüs ön duvarının dışarı doğru çıkıntılı olmasıdır. Göğüs duvarı şekil bozukluğu olan hastalar fonksiyonel, kozmetik ve psikolojik endikasyonlar ile opere edilmektedirler. Cerrahi düzeltme operasyonlarında başarı %95-98’dir. Daha nadir görülen göğüs duvarı şekil bozuklukları ise Poland Sendromu ve Sternal Kleft olarak sıralanabilir.

Torasik Outlet Sendromu (TOS)

Torasik Outlet Sendromu göğüs kafesi üst çıkışında kola giden damar ve sinirlere baskı sonucu ortaya çıkan klinik tabloyu tanımlamaktadır. Damar ve sinirlere olan baskının en sık sebepleri  doğuştan olan fazla kaburga mevcudiyeti ve fibröz bantlardır. En sık görülen belirtiler boyun, omuz, kol ve elde ağrı ve uyuşmadır. Ayrıca kol ve elde güçsüzlük, morarma, soğukluk ve solukluk gibi şikayetlerde görülebilir. Medikal tedavi ile birlikte fizik tedavinin yetersiz kaldığı vakalarda cerrahi tedavi uygulanmaktadır. Operasyon koltuk altından yapılan bir kesi ile gerçekleştirilir, baskıya yol açan anatomik oluşumlar eksize edilerek damar ve sinirlere olan baskı ortadan kaldırılır ve hastalarda belirgin düzelme sağlanır.

Mediasten Hastalıkları

Her iki akciğer arasında kalan alana Mediasten (göğüs orta bölümü) denilmektedir. Bu bölgede yoğun damar, sinir ve lenf kanalları bulunması nedeniyledir ki çok çeşitli tümör veya kistlere rastlanmaktadır. Başta timoma olmak üzere timus tümör ve kistleri, nörojenik tümörler (sinir kökenli tümörler), germ hücreli tümörler, sarkoidozis, lenfoma, perkiardiyal kist ve bronkojenik kistler en sık görülen rahatsızlıklarıdır. Mediastinoskopi, Mediastinotomi veya VATS gibi tanı yöntemleri bu hastalarda sıklıkla kullanılmaktadır. Uygun vakalarda ise tümör veya kistlerin eksizyonu (çıkartılması) uygun tedavi seçeneğidir. Myastenia Gravis hastalarında uygulanan “Timektomi” operasyonu ile ise son derece başarılı sonuçlar alınmaktadır.

Trakea (ANA NEFES YOLU) Hastalıkları

Trakeanın tümörleri ve travma veya yoğun bakımda uzun süreli solunum cihazına bağlanma sonucu gelişen stenozlar (darlık) en sık görülen trakea hastalıklarıdır. En sık görülen trakea tümörleri “Adenoid Kistik Karsinom” ve “Skuamöz Hücreli Karsinom” dur. Trakea hastalıkları erken dönemlerde asemptomatik seyrederken, darlığın derecesinin artması ile değişik derecelerde nefes darlığı şikayeti ortaya çıkar. Bronkoskopi (Hava yolunun optik sistemle incelenmesi) trakea hastalıkları için en önemli ve vazgeçilmez tanı yöntemidir. Trakea tümör ve stenozlarında cerrahi tedavi ile başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Cerrahi tedavi şansını elde edemeyen ileri evre hastalarda ise yaşam kalitesini artırmak ve süresini kısmen uzatmak amacıyla lazer, termokoagulasyon ve endobronşiyal stent gibi palyatif tedavi uygulamaları yapılmaktadır.

Özofagus (YEMEK BORUSU) Hastalıkları

Özofagusun büyük bir bölümü göğüs kafesi içinde yer aldığından dolayı özofagus rahatsızlıklarının tedavisinde göğüs cerrahisi çok önemli bir yer tutmaktadır. Yutma güçlüğü ve ağrılı yutma özofagus hastalıklarının pek çoğunda görülen başlıca belirtilerdir. Özofagusun iyi ve kötü huylu tümörleri (özofagus kanseri), akalazya denilen özofagusun fonksiyonel daralmaları ve özofagus divertikülleri (özofagusta cep şeklinde keseleşme) cerrahi olarak tedavi edilebilen başlıca hastalıklarıdır. Özofagus kanserlerinde sağ kalımı etkileyen en önemli faktörler erken tanı ve uygun cerrahi girişimdir.

Diyafragma Hastalıkları

Karın ve göğüs boşluğunu ayıran ve diyafragma adı verilen zarın travmatik yırtılmaları, doğuştan olan hernileri (fıtıklaşma) ve sinir hasarları sonucu diyafragmanın yükselerek solunum sıkıntısına neden olduğu durumlarda diyafragmanın onarılması operasyonu göğüs kafesi içinden kısa süreli bir operasyonla gerçekleştirilmektedir.